... Herkes ve o arasındaki mesafe
daima korunmaktadır. Kurtuluş’un hiçbir “biz”liğe hapsolmayan doğası, onu üst
(veya alt) kimliklerin hepsinden korumaktadır. Böylece verili sevgiler, verili
nefretlerden de korunabilmiştir. Toplu şiirlerin ilk şiiri “Akik”, kimliğini
yalnız şiirden alan bir şairin en güzel şiirlerinden biridir.
izledim nefret beslediniz, oynadım şirret buldum
bendeki maharet hepinizin nazarına değdi
şu ayaklarımdaki zincir, birinci sedef, birse definci
n’olur birisi gömsün bu cesedi (“Akik”, 9)
Duyduğum en güzel kitap
adlarından biri: Herkes Gitmiş. Bütün
terkleri içinde taşıyor bu başlık. Herkes gitmişse şiirsel biçim bu gerçeğin
etkisiyle başa çıkmak üzere kurgulanacaktır. Şiirsel biçim gerçeklerin
etkisiyle başa çıkabilir mi? Genelde çıkabildiğini biliyoruz. Elbette Akif
Kurtuluş her ne kadar kimliğini sadece şiirden alsa da onun için mesele şiirsel
biçimlerden ibaret olmadı. Daha önce başka bir bağlamda değinmiştim, sanat ve
siyaset arasındaki kavgalı duruma bigâne kalmayan bir şairdi o. Politika ve Sanat – Ekim Devrimi (1917-1932)
adlı kitabıyla güce teslimiyeti ve estetik özerkliği tartışması şiir
meselesinin farkında oluşuna dair önemli bir kayıt demiştik... Akif Kurtuluş çıkış aramaya devam etmiş ve ümit kesmemek
istiyor. Ancak bu artık, belki de “harap edilmiş” bir umut.
(Dünyadan Çıkış Yolları, sayı 3, Bahar 2017)